YAŞANMIŞ GERÇEK HİKAYE
Bu haber 24 Kasım 2022 - 21:13 'de eklendi ve 328 views kez görüntülendi.
-
-
Efendimiz (s.A.V) buyurdular ki; “Anne-baba, aden’in orta kapısıdır. Artık sen o kapıyı ister zayi et, ister muhafaza et.” (Tirmizî, Birr, 3) Buz şeklinde odalarla dolu devasa binalar diktiler ülkeme. İçine ömürlerinin son demlerinde olan anneleri, babaları doldurdular. Adına refah evi dediler. Oysa refah hiç uğramadı oraya. Eskiden yaşlılarımızı kapatmazdık başka bölgelere. Onların yüzü suyu hürmetine belalar def oluyor der, onları nimet bilirdik. Boyunlarını bükük bırakmazdık. Dışardan huzurlu benzer biçimde görünen, bu sessiz sakin binalarda, ne fırtınalar kopuyor kimbilir. Kaç anne anlatmak, haykırmak istedi duygularını, kaç anne yazmak istedi bilinmez. O annelerin adına yazdım bu satırları. Bu mektup huzursuz odalardaki yüreği yorgun annelerin sessiz çığlıklarıdır. DEVAMI İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİN,..
-
-
Takvime baktım da 5 yıl olmuş buraya geleli. Iyi mi geçti o 5 yıl bir de bana sor. Çok bakmıyorum takvimlere. İçim sıkılıyor, süre geçmiyor. Eskiden su gibi akıp geçiyor zaman derdim. Şimdi öyle düşünmüyorum. Demek insan mutluyken çabuk geçermiş zaman. Hapishanedekileri şimdi daha iyi anlıyorum. Beni buraya bıraktığın gün anneler günüydü hatırlıyor musun? O günden beri anneler günü denen gün benim için daha da bir anlamsızlaştı. Her sene bugün anne olmak ayrı bir acı veriyor bana… Sen ufak bir çocuktun daha. Hiçbir yere bırakmazdım ben seni, öyle savunmasız, öyle masumdun ki, kimselere güvenip yollamazdım. Yanımdan hiç ayırmazdım. Şimdi beni nasıl olupta tanımadığın insanlara teslim ettiğini düşünüyorum. Gözden çıkarılmış eski bir eşya gibi hissediyorum kendimi. Yıpranmış, işe yaramaz. Kırgınlık mı? Belki, kırgınım biraz… Geçen gün eski komşumuz Mevlüde teyzenin kızı Şükran geldi. Yolda görmüş seni. “niçin bıraktın anneni” diye sormuş sana. “Kendisi istedi” demişsin. “Maaşıda var bakıyorlar, yeri sıcak, her işi görülüyor içim rahat” demişsin. Kendim istemiştim evet, kimi zaman naz yapma kabilinden ” Yaşlanınca huzurevine gönderin beni, hiç kimseye yük olmak istemem” derdim. Ama içten içe hiç konduramazdım bu durumu, ne kendime, ne sana. “Bırakmaz beni bir yere” derdim. Tıpkı küçükken benim seni bırakmadığım gibi, beni hiç bırakmazsın sanırdım. Yaramaz bir çocuktun sen. Yerinde duramayan serseri bir mayın gibiydin.Kaç kere ısırdım dudaklarımı sana bağlarırmamak için, kaç kere sıktım yumruğumu vurmayayım diye. Fakat hiç vurmadım sana, hiç kırmadım kalbini… Komşulardan biri sana “çok yaramaz” dedi diye aylarca onun yüzüne bakmamıştım. Kimse laf söylemesin, incitmesin arzu ederdim. Tahammül edemezdim sana dikilen sert bir bakışa bile… Geçen gün bana “bunak hanım” dedi bakıcının biri. Hasta bezini lavaboda unutmuşum. Arada oluyor tutamıyorum diye vermişlerdi. Diğerleride duydu ya, nasıl utandım bir bilsen… Daha ne sözler söylüyorlarda dilim varmıyor anlatmaya. Kırar mıyım, incitir miyim diye kim düşünüyor ki? Çok hassastım eskiden bilirsin, çabuk alınırdım. Hem benden titizi mi vardı? Kimselerin işini beğenmezdim. Şimdi yiyecek yerken bile yoruluyorum,üstüme döküyorum. Bazen yatarak kılıyorum namazlarımı. Secdeye başımı koyup uzun uzun öylece kalmayı ne çok özledim… Yaşlansam da geleceğe dair umutlar besliyordum buraya gelmeden evvelde. Evladımı büyüttüm nasıl olsa, artık yorgunluklar sonlanmış olur, ben rahat otururum torunlarımı severim, sen sorarsın “anne ilacını getireyim mi, bir şeye ihtiyacın var mı?” diye. Arkama yastık koyarsın, kesemediğim tırnaklarımı sen kesersin sanıyordum. Şimdi çoğu kere tırnaklarımı keserken kanattıklarını bilmezsin doğal olarak… Gerçi benden daha beterleride var burada. Emine Bacı vardı örneğin. Köyden gelmişti. Bir ay kadar oldu öleli. Bir yıl evvelde Alzheimer hastası olan kocası ölmüştü. Çok çekti zavallı. Üç oğlu varmış Emine Bacı’nın. Aslan gibiymiş hepsi. Ben görmedim, gelmezlerdi hiç. Üç adam bir anayı sığdıramamışlar evlerine. Bağ bahçe gezmeye alışmış hanım. Hiç oturup kalmamış yerinde. Burada nasıl zorlandı, neler çekti tanrı biliyor. Her yaz köyüne gidecek diye ümit ederdi. Haber göndermiş oğlu, “Annemin sadece ö*lüsü çıkar oradan” demiş. Köylülerden çıkarıp bakmak isteyenler olmuş, ona da izin vermemişler.
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER