O yıllarda dirseklerim Çürümüştü
Bu haber 22 Ağustos 2023 - 0:39 'de eklendi ve 76 views kez görüntülendi.
-
-
lk okulu tam 7 senede bitirmiştim. Neden mi?Bir öğretmenim vardı, sınıfa her girişimde beni devamlı aşağılar, hakaret ederdi.Ben de her derse giriş zili çaldığında, namacıylase ayaklarım geri geri giderdi. Ve sınıfa en geç giren öğrenci olma başarılı olmasını elimde tutarken; Öğretmenim de sözel fırçayı esirgemezdi: (DEVAMINI OKUMAK İÇİN FOTOĞRAFIN ÜZERİNE TIKLAYINIZ SONRAKİ SAYFAYA GEÇİNİZ…)
-
-
” Oo, işte tembel öğrencimiz de geliyor,” diye karşılardı.Sonrası daha acıtırdı. Çöp kutusunun beraberinde tek ayak üstünde teşhir edilmeden evvelce, elindeki uzun cetvelle parmak uçlarım acının en koyu rengini tadardı… ” Uff,” bile diyemezdim! Acının yeri takas olurdu: Arkadaşlarımın kahkahalarına, bakışlarımla kin hiddet biçerdi. O senelerımı bugün bile buruk bir üzüntüyle anımsarım.Öğretmenimin duygusal hırpalamaları ders aralarında da devam ederdi. Teneffüslerde koşarken beni yakalar, beyaz yakamdan tutardı: ” Aptal öğrenci, nereye böyle?” Derdi. Çimdik atardı kollarıma. Annem beni yıkarken bakır leğende, sorardı kolumdaki derin çizik ve morlukları:Nasıl oldu bunlar?” Verdiğim cevap hep aynıydı. ” Arkadaşlarımla kavga ettim.” Bir dayak da annemden yerdim, sebepsizce… Tabi bu hakaretler, bilinçaltımı ne şekilde etkilediyse en kolay derslerimde dahi başarısız olurdum. 1. katagoride müzikten kaldım. 4. katagoride matematikten kaldım. 7. senede 5 katagorisi tam geçememiştik.Sınav olduk da geçmiştim. Müzik sorusu: Bize bir şarkı söyler misin? Yanıt: Daha dün annemin kollarında…olmuştu. Matematik sorusu: Çarpım tablosunu bize okur musun?Yanıt: Ezbere olmuştu. Bilemediğim yerleri ardıma sakladığım parmaklarımı abaküs yerine sayarak başarmıştım… Ve öyle haketmiştim diplomamı. Elime diplomamı tutuşturan Muhterem öğretmenim, kulağıma şu şekilde fısıldamıştı: ” Biliyor musun? Sen hayatta hiç adam olamayacaksın kızım?Kulağımdan hiç gitmez o biber acısı, kalp yakan sözleri… Ortaokulu hep matematik ve ingilizceden ikmale kalarak bitirmiştim. 3. senenin sonucunda üç ders senenin sınavlarını ter dökerek atlatmıştım. Şükür ki, çift dikiş yapmayıp, katagoride kalmadan geçmiştim sınıflarımı. Ama ilkokul öğretmenimin aklımdaki izleri hiç silinmiyordu…Gelelim liseye… Özel bir Amerikan kolejini alın terimle kazanmıştım. Tam 4 sene sıkı çalışıp, üst üste her devresi takdir alarak mezun olmadan evvelce gene “4 senelik diploma hakkı” amacıyla sınavlara çalışmak mecburiyetinde kalmıştık. Ve başardım. Derece alarak, 4 senelik başarım namacıylaiyle okul 2.si,İngilizcedeki 4 senelik başarımdan kaynaklı okul birincisi olarak Amerikan Büyük Elçisi William Macomber’ın elinden aldığımda, aptal olmadığımı idrak etmiştım. Kendimle o mükafat gecesinde gurur duymuştum. Çünkü o gece kulağımda Necla öğretmenimin sesi bana dünyalara bedel bir mükafat olmuştu. ” Bu mükafatle iki insan olmayı başardın sevgili öğrencim. Kutlarım seni.” Ve o gece seneler evvel beni hırpalayan, acı akisler çizen o sesin yerini, kendi iç sesimle değiştirmeyi başarmıştım.Bak adam değil başarılı iki insan oldum öğretmenim.” İlkokul öğretmenim namacıyla/ namacıyla bana öyle takıntılı davranırdı? Bunu tam idrak etmiş değildim. Belki yaramaz bir öğrenciydim. Belki tembeldim. Ama o kötü anlık hırpanışlarımı katiyen unutmadım. Gerçekten bizim o kara beyaz önlüklü okul senelerımızda dirseklerimiz sıralarda çürümüştü. Hem de acıtılarak Kaynak:https://www.ahfahaber.com/ https://www.posta.com.tr/