Çobanın Başına Gelenler
Bu haber 05 Ocak 2023 - 15:39 'de eklendi ve 461 views kez görüntülendi.
-
-
Çobanın biri, zaman geçsin diye eline aldığı ağaç parçasıyla toprağı eşelemeye adım atar. Toprağı eşelerken ufak bir delik açıldığını görür. Meraklanan çoban deliği genişletmeye adım atar.Kuyu şeklini alan delikten aşağıya doğru inen bir merdiven bulur. Tehlike ve coşku içinde merdivenden aşağıya iner. Zifiri karanlıkta yürürken… >> (haberin devamini görmek ve okumak için resmin üzerine tiklayarak diğer sayfaya geçiş yapiniz)
-
-
Bayındır Han zamanında Ahlat’ta yoksul bir aileye mensup bir ana ile oğlu yaşarmış. Bu ailenin geçimini, çobanlık meydana getiren oğul sağlarmış. Bir gün Ahlat’ın meydanlık mezarlığı semtinde hayvanlarını yaydıktan sonra süre de öğlen olduğundan, yemeğe oturmuştur. Yemeğini yedikten sonra eline aldığı bir minik ağaç parçasıyla süre geçsin diye toprağı eşmeye başlamıştır. Toprağı eşerken küçük bir delik açılır. Bunu merak eden çoban, deliği genişletmeye başlar. Bir müddet sonrasında genişleyen delik, kuyu halini alır. Kuyudan aşağıya doğru bir merdivenin indiğini gören çoban,ko*rku ve coşku içinde merdivenden aşağıya iner. Aşağıya inen çoban kendisini bir salonun içinde bulur. Salona açılan birçok odalar ve odaların kapılarının üzerinde anahtarlar görür. Anahtarları alıp odaların kapılarını açan çoban, çeşitli süs eşyalarıyla altınla dolu bir gömü görür. Hemen dışarıya çıkarak deliğin ağzını kapatır, yeri belli olsun diye bir işaret bırakır. Akşam eve gelen çoban, annesine Bayındır Han’ın kızını istemesini söyler. Hayrete düşen anne oğluna, böyle bir şeye iyi mi cesaret ettiğini söylerse de çoban isteğinde diretir. Nihayetinde ısrarlar karşısında mecbur kalan anne, Bayındır Han’a giderek kızını oğluna ister. Bu isteğe gülen Bayındır Han işi şakaya dökerek; “benim sarayım gibi bir saray yapar, bir altın mutfak ekipı, bir altın kahve takımı, bir altın beşik ve çeşitli altından süs eşyalarını getirir, tüm ülkenin davet edilmiş olduğu, kırk davul ve kırk zurnanın çalındığı, kırk gün kırk gece süren bir düğün yapılırsa kızımı oğluna veririm” der. Kadın Bayındır Han’ın bu şartlarını oğluna iletir. Oğlu da şartsız olarak Bayındır Han’ın isteklerini kabul eder. Kadın oğlunun, ileri sürülen şartları kabul ettiğini Bayındır Han’a bildirir. Daha önceden şaka yöntemiyle da olsa söz veren Bayındır Han’da istemeyerek kabul eder. Çoban Bayındır Han’ın bütün isteklerini yerine getirir, düğün yapılır. Bayındır Han bu çobanın büyük bir gömü bulduğuna inanılmış olduğundan, kızından hazinenin yerini öğrenmesini ister. Evlendikten sonrasında kadın kocasına bu kadar altını nereden bulduğunu sorduğunda kocası; büyük bir gömü bulduğunu söyler. Hanım hazineyi merak ettiğini, kesinlikle görmek isteğini söyleyince; kocası hanımın gözlerini bağlayarak hazinenin olduğu yere gönderir. Gözleri açılan kadın hayretler içinde hazineyi seyretmeye adım atar. Bu arada dışarıdan bazı seslerin geldiğini duyan kadın, kocasına bu seslerin nereden geldiğini sorar. Kocası da; “Bu sesler su içmeye giden babanın atlarının sesidir.” der. Çoban, karısının gözlerini tekrar bağlayarak eve getirir. Kadın da meydana gelenleri babasına anlatır. Nihayetinde Bayındır Han damadını saraya davet ederek hazinenin bulunmuş olduğu yeri söylemesini ister. Damat gelmeden önce cellat başını çağırarak; damadı korkutmasını, başını taşa bırakarak k*eser şeklinde yapmasını bildirir. Bayındır Han’ın tüm ısrarlarına rağmen damat hazinenin yerini söylemez. Sonunda sinirlenen Han, daha önce c*ellat başıyla anlaştığı şeklinde damadın kafasını ke*smesini ister. Emri yanlış anlayan cellat başı, gerçekten damadın kafasını ke*ser. Vakaya çok üzülen Bayındır Han, cellat başının kafasını k*estirir. Gerek atların su içmeye gittiği yön ve gerekse kızının söylediklarından hazinenin Mal Han adlı hanın yakınlarında olduğu tahmin edilir. Bütün aramalara karşın hazinenin yeri bulunamaz. O günden sonra Malhan hazinesi dilden dile dolaşılır. Halen Ahlat’ta bu hazinenin varlığına inanılmaktadır.
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER